Ekim Ayı PDR Bülteni: Öz Disiplin
Düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür, Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür, Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür, Davranışlarınıza dikkat edin, alışkanlıklarınıza dönüşür, Alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür. Alışkanlıklarınıza dikkat edin, değerleriniz olur. Değerlerinize dikkat edin karakteriniz olur. Karakterinize dikkat edin, kaderiniz olur.
-M. Gandi-
SORUMLULUK ve ÖZ DİSİPLİN BİLİNCİ
Ebeveynler kendine güvenen, ayakları üzerinde durabilen çocuklar yetiştirmek isterler. Çocukta sorumluluk bilincini geliştirmek küçük yaşlardan itibaren başlar. Doğumla birlikte başlayan sorumluluk algısı bireyde kendi kendine gelişmez. Eğitim ve model alma ile çocuk sorumluluk duygusunu edinmeye başlar, bu da zamanla öz disiplin bilincinin gelişmesine kaynak oluşturur. Bütün bireyler rolleri gereği, hayatları boyunca birtakım sorumluluklara sahiptir. Sorumluluk bilinci bireyi, sosyal hayattan akademik hayata; iş başarısından kişisel gelişime kadar her alanda etkilemektedir. Peki sorumluluk nedir ?
-kişinin kendisinden beklenen görevleri, doğru zamanda yerine getirebilmesi
-olumlu ya da olumsuz sonuçlarına katlanabilmesi
-kurallara uyması
ÖZ- DİSİPLİNE GİDEN YOL.
1. Disiplinli yaşamı olan herkesin bir yaşam amacı ve bu amaç doğrultusunda bir hedefi vardır. “Hedefi olmayan (aktif hedefler) yelkenliye hiçbir rüzgâr fayda vermez.”
Çocuklarımızın belirlediği yaşam amacı uzun vadeli olabilir. Ancak hedefler daha kısa zamanda sonuçlanabilen; açık, net ve ölçülebilen amaçlardır. Başarılı olmak istemek bir yaşam amacı ya da bir hayal olabilir, ancak “birinci dönem genel başarı notum doksan olacak” ifadesi bir akademik başarı hedefidir.
2. Organize olmuş bir yaşam, disiplinli bir yaşamdır. Düzen ve organizasyon öz disiplinin başat etkilerinden biridir. Düzgün giyinmek, odamızı temiz ve eşyaları düzgün tutmak. Hatta en görünmeyen noktada bile düzgün eşyaları düzgünce yerleştirmek; hepsi organizasyon yeteneğimize bağlıdır.
Çocuklar kendi yaşam alanlarını ne kadar düzenli tutuyor?
Dolaplarını, çalışma masalarını, çekmecelerini, çantalarını, okul dolaplarını ne kadar düzenli kullanıyor? Kendi kişisel eşyalarına ve diğerlerinin özel eşyalarını ne düzeyde dikkatli kullanıyor?
3.Öz disiplin becerisi büyük ölçüde zamanı etkin şekilde kullanabilmekle yakından ilişkilidir.
Tıpkı genişleyen evren gibi, bize verilen zaman olgusu da, onu iyi işlediğimiz takdirde, içine büyük ama çok büyük amaçları sığdıracak kadar genişleyebilir. Önemli olan, genişleme yeteneği olan bu zaman torbasına neleri koyabileceğimizdir. Öncelikler, önemliler, vazgeçilmezler, sevgililer, aileyle vakit geçirmeler vb. daha neler, neler. Yani hedeflerimize ulaşmamıza yardımcı olacak etkinliklere her zaman bir yer vardır.
Zaman yönetiminde Eisenhower’in tekniğini uygulanabilir. Bu teknikte;
“Acil de değil ve önemli de değil” ise o zaman onu en son noktaya almak ya da tümüyle elemek iyi bir başlangıç olacaktır.
“Acil değil ama önemli” kategorisinde yer alan kişisel gelişim planlarını ele almadan önce acil ve önemli bir konu olup olmadığına bir bakın.
“Acil ama önemli değil” lüzumsuz işleri başınızdan atın.
“Hem acil hem önemli” olanlara öncelik tanıyın.
Çocuklarda zaman algısını geliştirmek için kum saati yöntemi kullanılabilir. Ödevlerini yaparken ya da odasını toplarken kum saati ya da alarmlı saat kullanılabilir. Yine yemek ve uyku saatlerinin belirli olması zaman algısının oturması için etkili olacaktır. Aksi taktirde soyut ve ucu açıkmış gibi görünen zaman, çocuğun zihninde düzenlenebilir, yönetilebilir bir kavram olarak yer bulmayacaktır.
Günlük ve haftalık bir planın olması, hem organize olma hem de zamanı etkin yapılandırma açısından etkili olmaktadır. Haftalık, aylık planlar dijital araçlardan yararlanılarak da yapılabilir. Dijital takvimler bu konuda biz yetişkinlere olduğu kadar, çocuklara da hizmet sunabilir.
4. Öz disiplin sürdürülebilir olduğu ölçüde anlamlıdır.
Hiçbir öz disiplin, onda ısrar etmedikçe ve istikrarlı bir şekilde sürdürülemedikçe kazanılamaz. Başarılı insanların belki de tutundukları en önemli dal amaçtan dönmemek, vazgeçmemek ve ısrar etmektir. Bir davranışı değiştirmek ya da yeni bir davranış edinmek pek çok zorluğu beraberinde getirir. Yürümeyi öğrenirken kaç kez düşmüş ve bedenimizi incitmiş olabiliriz? Ya da bisiklet kullanmayı, yüzmeyi, okuma-yazmayı öğrenirken zorlanmamış olabilir miyiz? Çocuklarımız da yeni bir davranış öğrenirken bir süre zorlanacak, bırakmak isteyecek ancak onlara sürdürmeleri konusunda motivasyon desteği sunduğumuz sürece denemeye devam edecekler.
5. Elimizde olanlara ve bize destek olan insanlara karşı minnet duymak iyi ilişkiler kurmak açısından öz disipline yardım eder. Hayatta herkes birbiriyle bağlıdır, alış-verişi vardır. Temel ilişkiler minnettarlık üzerinden yürümektedir.
Burada düştüğümüz hata şudur: Zihinsel kapasitemizin çoğunu, sahip olmadığımız şeyle ilgili endişelenmeye ve korku içinde yaşamaya, sahip olduklarımızı da unutmaya harcamamızdır. Oysa ihtiyaçlarımızı fırsata çevirerek daha disiplinli olmaya ve hedeflerimize ulaşmaya odaklanmak önemli bir adımdır. Çocuklarımızın minnet duygusunu güçlendirmek için onlarla birlikte bir “-iyi kilerimiz” listesi ya da “iyi anlar kavanozu” hazırlayabiliriz. Birlikte eğlenceli bir minnet (şükran) defteri yapabiliriz. Kendimiz için de bir şükran takvimi ya da defteri kullanabiliriz. Minnet duyacağımız anıların ve insanların varlığı zor zamanlarda duygusal olarak sağlam kalabilmemiz için de bir kaynak görevi görür.
6. İlişkisel problem çözme becerisi öz disiplini geliştirir.
Sosyal yaşam bizi çoğu kere öfke, pişmanlık veya suçluluk hali içinde bocalatıyor. Çoğu kere de çözümden daha fazla sorun yaratıyoruz. Nefret ve öfke için harcadığımız enerji, sevgi ve affetmek için harcadığımız enerjiden daha fazladır. Bu da kendimiz ve diğerleri için faydalı işlere yatıracağımız enerjiden harcamak demektir. Bağışlama alışkanlığı olmadan, öz disipline sahip olmak mümkün gözükmüyor. Çünkü affetmek, kişinin kendisiyle barışık olması demektir. Bu barışıklık hali, kendi hayatımızın dümeninde bizim olduğunuzu, yani öz disipline hayatımıza yön vereceğiniz anlamına gelmektedir.
7. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları öz disiplini yüksek kişilerin yaşam tarzıdır.
Çocuğumuzun sağlıklı yaşam alışkanlıklarını kazanması için biz yetişkinlerin de sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemiş olması gerekir. Yemek ve uyku saatlerinin düzenlenmiş olması; sabah erken uyanarak güne egzersizle başlamış olmak ya da belli spor branşlarıyla uğraşmak bir aile kültürü olarak çocuklar tarafından içselleştirilir. Sağlıklı bir yaşamı sürdürmeye özen göstermek beraberinde planlı ve disiplinli bir yaşam getirir. Öz disiplini gelişmiş olan kişiler zamanlarını doğru planlamanın mükafatını daha az stres yaşayarak alır. Bu da sağlıklı yaşama en büyük katkıdır.
Sorumluluk duygusu ya da bilinci erken çocukluk döneminden itibaren kazandırılması gereken ve öz disiplinin bel kemiğini oluşturan ana yapıdır.
Sorumluluk Duygusunu Geliştirmek İçin Neler Yapılabilir ?
-Sorumluluk bilincini geliştirmek için çocuğa küçük yaşlardan itibaren fırsat yaratmak gerekir. Çocuğun yerine getirmeye çalıştığı sorumluluğu sabırla beklemeli, onun yerine yapmamalı ve yerine getirdiği sorumluluk için çocuk motive edilmelidir. Sorumluluk yaşamın ilk yıllarından itibaren başladığı için çocuğa belli bir yaştan sonra sorumluluk kazandırmak zordur.
-Anneler ve babalar genellikle çocukları üzülmesin diye olumsuz duygusunu yaşamasına fırsat vermezler. Çocukların hayatlarını kolaylaştırmak için ellerinden geleni yaparlar. Çocuk bir süre sonra anne ve babasının onun için bütün sorumluluklarını yerine getirdiğini anlar ve kendi sorumluluklarını yerine getirmemeye başlar.
-Çocuğa öğretilmek istenilen davranış için parçadan bütüne doğru gitme yöntemi kullanılabilir. Odasını toplaması isteniyorsa ilk olarak izleyeceği adımlar sıralanmalıdır. Örneğin; ilk önce oyuncaklarını toplamasını daha sonra onları yerleştirmesini, çalışma masasında ders çalıştıysa masasının üstünü nasıl toplayacağı adım adım gösterilerek öğretilebilir. Bazen küçük iş birliklerine gidilebilir.
-Sorumluluk kazandırmada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise “tutum birliği” dir. Anne ve babanın genel olarak tutum farkları olabilir ancak eğitim konusunda ortak bir tutum sergilemeleri önemlidir.
-Çocuk, verilen sorumluluğu yerine getirdiğinde mutlaka motive edilmelidir. İyi gidiyorsun, iyi iş çıkartıyorsun gibi ifadelerle sorumluluğun yerine getirildiği onaylanabilir. Bununla birlikte bu bir süreçtir. Bazen sorumluluklarını aksattıkları durumlar da olabilir. Çocuklar bir gün içinde sorumluluk sahibi olamazlar. Örneğin evde masa hazırlama görevi çocuğun ise ve bu ihmal edildiyse ya da baştan savma yapıldıysa sofradaki ihtiyaçlar hatırlatılabilir. “Sanırım bu sofrada bıçak yok. Bıçağımı alabilir miyim?” diyerek çocuktan görevi yerine getirmesi beklenebilir. Çocuklar bir gün içinde sorumluluk sahibi olamazlar. Bu bilincini geliştirmek için anne ve babaların çocuklarına bulunduğu yaş dilimine ait sahip olduğu becerilere uygun sorumluluklar vermesi ve istenilen davranışlar için model olması, çocuğun gösterdiği olumlu davranışları pekiştirmesi gerekmektedir.
– Çocuğun görevi yaşına ve gelişimine uygun şekilde verilmelidir. Yedi yaşındaki bir çocuk bulaşık makinesini yerleştiremez ama on yaşındaki bir çocuk yerleştirebilir. Yedi yaşındaki çocuk ise çamaşır asmaya yardım edebilir ya da çorap eşleştirip katlama görevini üstlenebilir.
Özgüven ile sorumluluk arasında güçlü bir ilişki vardır. Zengin Baba Yoksul Baba” kitabının yazarı ve motivasyon konuşmacısı Robert Kiyosaki, “Güven, disiplin ve eğitimden gelir” demiştir. Tek başına ihtiyaçlarını karşılayan çocuğun, anne ve babaya bağımlılığı azalır ve özgüveni artar. Sevgi çocuğumuzun hayatını kolaylaştırmak değil, kendi kapasitesi doğrultusunda ortaya koyduğu çabaya saygı göstermektir.
Davranışları ile ilgili sorumlulukları yerine getiren, çevresine karşı da sorumlu olduğu bilincinde olan çocuklar yetiştirmek dileğimizle…